Nail Güreli ve Metin Göktepe Davası

1932 yılında İstanbul’da hayata gözlerini açan, 1952 yılında ise mesleğe atılan Nail Güreli ilk olarak Hizmet gazetesinde görev alırken, Son Posta, Son Telgraf, Tan, Akşam, Vatan, İkdam, Hürriyet Haber Ajansı, Hürriyet, Güneş, Milliyet ve Evrensel gazetelerinde çalışmıştır.

1959 yılında ise yılın gazetecisi seçildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin çeşitli kademelerinde çalıştı ve 1994’ten 2001’e kadar başkanlığını yaptı.

26 Ekim 2016’da hayata gözlerine yuman duayen gazeteci Nail Güreli gerek basın özgürlüğü gerek gazetecilerin özlük hakları gerek yaşama hakları üzerine verdiği mücadelelerle iz bıraktı. Bu mücadelelerin en önemlisi ise elbette “Metin Göktepe Davası” idi.

Metin Göktepe, 8 Ocak 1996 tarihinde cezaevinde öldürülen iki tutuklunun cenazesini izlemek için görevi başındaydı ve polislerce toplu halde gözaltına alınan yaklaşık bin kişinin arasında bulunuyordu, sonrasında ise Metin Göktepe polisler tarafından dövülerek öldürüldü.

Bu cinayetin ardından devletin düzenbazlıkları baş gösterdi

“Sandalyeden düştü” dediler. Olmadı, “duvardan düştü”ye çevirdiler. Bunlar devlet düzeylerin düzenbazlıklarıydı. Dava İstanbul’dan Aydın’a oradan da Afyon’a sürgün edildi. İstediler ki, gözlerden uzaklaşsın, böylece katiller de kurtulsun.

Nail Güreli davanın her duruşmasını yerinde izledi, yazdı, raporlaştırdı

O yıllarda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan Güreli, davanın her duruşmasını yerinde izledi, gözledi, yazdı, raporlaştırdı.

Dava, adeta Türkiye’nin gündemine oturdu. Polis teşkilatı adamlarını iki yıl boyunca sakladı. Nail Güreli ve genç gazeteci arkadaşları sayesinde ise dönemin Başbakan ve Cumhurbaşkanı davaya müdahil olmak zorunda kaldılar ve sanık polislerin teslim olmaları için talimatlar verdiler.

Nail Güreli konuyla ilgili tüm gelişmeleri takip ederek gazeteciliğin ‘fikr-i takip’ kuralını bizzat uygulayarak tüm âleme göstermiş oldu. Bu yüzden 1998’de düzenlenen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’nin birincisi Nail Güreli’ye verildi. Davayı izleyen tüm gazetecileri temsil eden isim ise yine Nail Güreli idi.

O yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin genel kurulunda bulunan bütün gerici yapılar Nail Güreli’yi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin başından uzaklaştırmak için adeta seferber oldular. Ama o, kongreyi en farklı şekilde kazanmıştı, bile.

Öylesine taarruzlara dayandığı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden istifa ederek “bunu daha önce yapacağımı yakın çevrem biliyordu” dedi ve sessizce veda etti, tıpkı Milliyet’e veda ettiği gibi…