in

Psikoterapi sertifika eğitim programları: Eleştirel bir bakış

Önü alınmaz bir eğitim pazarına dönüşen psikoterapi sertifika eğitim programları üzerine eleştirel bir bakış ve uygulamadaki sorunlar

Psikoterapi Sertifika Eğitim Programları

Psikolog Ali Orhan yazdı! Önü alınmaz bir eğitim pazarına dönüşen psikoterapi sertifika eğitim programları üzerine eleştirel bir bakış ve uygulamadaki sorunlar…

2020 yılı itibariyle ülkemizde 200’ün üzerinde devlet ve vakıf üniversitesi var. Ve neredeyse tamamında “psikoloji” ve “psikolojik danışmanlık ve rehberlik” bölümleri bulunduğu görülmektedir. Bu iki bölümün çok talep görmesinde ve üniversiteler tarafından açılmasında nispeten daha kolay bölümler olmasının etkisi büyüktür. Özellikle özel üniversiteler açısından önemli bir gelir kalemidir. Bu bölümler ülkemizin ihtiyacının çok üzerinde mezun vermektedirler. Bu iki bölümün yanında bir de tıp fakültesi olan tüm üniversitelerin psikiyatri bölümleri vardır. Ruh sağlığı alanında eğitim veren üç ana bölümün yanında, aile danışmanlığı belgesi alma hakkı olan sosyal hizmetler, sosyoloji, çocuk gelişimi, hemşirelik ve tıp doktorluğunu da ruh sağlığı alanı içinde tanımladığımızda oldukça yüksek bir sayı ortaya çıkacaktır. Yani birçok farklı bölümde ruh sağlığı alanında eğitim verilmektedir. Hatta bu kadar çeşitlilik disiplinler arası bir yaklaşımı da zorunlu olarak gündeme getirmektedir.

Bu kadar çeşitliliğin olduğu bir alanda birey ve toplum açısından olumlu sonuçlar beklenmektedir. Peki gerçek durum nedir?

Psikolog olarak üye olduğum çeşitli sosyal medya platformlarından sürekli yeni terapi eğitimi duyurularını görmekteyim. Şimdi ki yaygın uygulama bir eğitimi modüllere bölerek eğitim süresini ve ücretini artırmak yönündedir. Özellikle genç mezunlar ya da halen eğitimlerine devam eden öğrenciler iş bulma konusundaki sıkıntıyı bildiklerinden iş bulma konusunda kendilerine yararı olur umuduyla eğitimden eğitime koşturmaktadırlar. Bu konuda birçok uzman, sertifika eğitimleri için kimisi ikinci el bir araba, kimisi sıfır bir araba hatta bir ev alacak kadar para harcadığını övünerek anlatmaktadırlar. Böylece pahalı sertifika eğitimleri normalleştirilmektedir.

Psikoterapi sertifika eğitim programları: Gittikçe büyüyen bir eğitim pazarı

Eğitimler öyle abartılı bir hale geldi ki artık “terapinin terapisi” eğitimi verilme düzeyine gelindi denebilir. Bazı terapi yöntemleri bir süre sonra bölünmekte ve yeni bir yaklaşım olarak sunulmaktadır. İşin özü psikoloji ile ilgili onlarca hatta yüzlerce yaklaşım olduğu iddia edilmektedir. Her gün yeni terapi yöntem ve yaklaşımları ortaya çıkmakta ve eğitimleri düzenlenmektedir. Bu eğitimler çoğunlukla geçerlilikleri tartışmalı sertifika eğitimleridir. Sertifika eğitimleri bazen bir dernek bazen özel bir danışma merkezi bazen de yurt dışı bağlantılı bir enstitü tarafından verilmektedir. Psikoterapi ile ilgili eğitim pazarı gittikçe büyümektedir. Bu eğitimlere harcanan para neredeyse özel üniversite fiyatlarını geçmektedir. Psikoterapi eğitimi vermek psikoterapi yapmaktan çok daha karlı bir iş haline gelmiştir. Onun içinde sürekli yeni eğitimler ve eğitim düzenleyenler ortaya çıkmaktadır. Bu eğitimi alan kişiler yasal hiçbir geçerliliği olmamasına rağmen kendilerini sertifika eğitimi üzerinden bilmem ne terapistiyim diyerek tanımlamaktadırlar. Asıl mezuniyetlerini ikinci plana atabilmektedirler.

Benim merak ettiğim ise bu başıboşluk ne zaman son bulacaktır. Farklı mesleklerden kişilerin bir takım sertifika eğitimleri alarak koçluk, danışmanlık, uzmanlık gibi kendilerini psikoloji alanında tanımlamalarının önüne geçmek isterken asıl tehlike alan içindeki meslek profesyonellerinden gelmektedir.

Sertifika eğitimleri sorunsalının doğurduğu soru işaretleri

“Psikoloji” ve “Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik” bölümlerinde verilen 4 yıllık lisans eğitimi yetersiz midir? Buna bir de psikiyatri gibi uzmanlık alanını eklememiz gerekmektedir. Sertifika eğitimleri olmadan bu mezunlar başarılı olamazlar mı? Acaba üniversitelerin bu bölümlerinde ne gibi yetersizlikler vardır? Verilen dersler mi eksiktir yoksa hocalar mı yetersizdir? Bu bölümlerde psikoloji kuramları ve kuramların geçmişteki ve günümüzdeki temsilcileri anlatılmamakta mıdır? Psikolojik görüşme ve danışma ile ilgili dersler yok mudur? Süper vizyon verilmesi çok mu zordur? Neden bazı akademisyenler üniversitede vermesi gereken eğitimleri dışarıda özel kurslarda vermektedirler? Neden bazı akademisyenler özeldeki sertifika eğitimlerine katılma ihtiyacı duymaktadırlar? Psikoloji bilimi içinde olan bir takım yeni gelişmeler, yeni yaklaşımlar neden öğrencilere öğretilmemektedir? Bu konuda akademisyenler yetersiz mi yoksa isteksiz midirler? Bu soruları daha da çoğaltmak mümkündür.

Üniversitelerin ilgili bölümleri isterlerse yeni gelişmeler konusunda mezunlarını yüksek lisans, sertifika veya özel ders imkânları sağlayabilirler. Hatta kısa süreli eğitimler, çalıştaylar, kongreler düzenleyebilirler. Haksızlık yapmamak adına bazen bu tür çalışmalara rastlanmaktadır. Ancak son derece sınırlıdır. Bazı özel üniversitelerde astronomik fiyatlara tezsiz klinik psikoloji yüksek lisans programları açılmaktadır. Burada cevap aranması gereken soru üniversitelerin ilgili bölümleri bu duruma bir dur diyecek midir yoksa bu gidişe göz mü yumacaktır? İkinci önemli husus ise Türk Psikologlar Derneği, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Türk Psikiyatri Derneği bu konuda üyelerini ve meslektaşlarını korumak yerine aynı eğitimleri ücretli olarak düzenlemektedirler.

Psikoterapi sertifika eğitim programları: Öneri ve tavsiyeler

Artık bir meslek ve umut sömürüsüne dönüşmüş olan ve hemen tamamı yabancı menşeli olan psikoterapi eğitimlerinin gerekli ve yararlı olanlarının özel kurslar yerine üniversite ya da meslek örgütleri vasıtasıyla cüzi ücretlerle meslek elemanlarına ulaştırılmasının yolu bir an önce açılmalıdır. Çünkü özel olarak verilen eğitimlerin yeterliliği ve liyakatli kişiler tarafından verilip verilmediği denetlenmemektedir. Ücretini ödeyen meslek elemanlarının tümü bu belgelere sahip olabilmektedirler. Yüksek ücretler ödeyerek bu eğitimleri alan özellikle genç meslek elemanları doğru bilgi alıp almadıklarını değerlendirecek durumda değillerdir.

Hiçbir meslek grubunda bu kadar çok ve çeşitli sertifika eğitimi yoktur. Artık hem üniversitelerin ilgili bölümleri hem de meslek örgütleri bu umut tacirliğine son vermek için bir an önce gerekli adımları atmalıdırlar. Aksi takdirde ruh sağlığını korumak için eğitim alan profesyonellerin tam tersine insanları olumsuz etkiledikleri yönünde şikâyetlerin gündeme gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır.


Psk. Ali Orhan’ın tüm yazıları için tıklayınız

Instagram sayfamızı ziyaret edin

Avatar photo

Psk. Ali Orhan tarafından oluşturuldu

Psikolog Ali Orhan 1962 yılında Kütahya’nın Gediz İlçesine bağlı Çeltikçi Köyünde doğdu. Çeltikçi İlkokulunu, Gediz Ortaokulu ve Lisesini, Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümünü bitirdi. Çalışma hayatına rehber öğretmen olarak başladı. Çeşitli ilköğretim okulu, lise, rehberlik araştırma merkezi ve özel eğitim uygulama merkezlerinde rehber öğretmen ve kurum müdürlüğü görevlerinde bulundu. 4 kitabı ve 1 kızı vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2020 Ocak ayı kadın raporu

2020 Şubat ayı medya basın yayın raporu